Kitap Özeti
‘İnsan’ aşk için yaratılmıştır… Aşkın dili ise ‘dua’dır… Her dua ‘bir’ aşk mektubu gibi olmalıdır sevdiğine…
Ey Aşk!
Aşk olmadan ‘oku’namıyor işte bu kâinat kitabı! Ve tek ‘bir’ söz bile anlaşılmıyor… İnsan, hayatının sahibini bilemiyor. Ey!
Tek bir ihtiyacı var insanın aslında bu dünyada! Kendi sahibini bilmek… Ve O’na bir an önce kavuşmak… O’na kavuşmak için de kalbine O’ndan gayrı hiçbir şey almamak… Ey!
Ey Aşk! Ey En Sevdiğim! Kuran’ın ‘bir’ aşk mektubu olarak yeniden okunması, ümitli bir tevhid çağrısı, hayra ve barışa ‘bir’ davet…
Hayati Sır belki de ahir zamanda olduğumuzu, kötülüğün arttığını, şeytanın tüm sınırları ihlal ettiğini, tuzaklarını özellikle yeni teknolojiler sayesinde çeşitlendirdiğini söylüyor.
“Az zaman kaldı” diyor insanların Cennet ya da Cehennem’i seçmesi için… Ya yüzsüz bir ateşin odunu olacağız, ya da Cennet’te Rabbimize kavuşacağız, aslımıza döneceğiz. “Seçim sizin” diyor. Ahir zamanda insanlara son şanslarını iyi kullanmalarını tavsiye ediyor. Kelimeler ile şeytana karşı durabilmeyi ve o kelimeleri ‘bir’ iyiliğin kılıcı olarak kullanabilmeyi anlatıyor.
Kendini bilmenin, içimizde saklı Allah’ın güzel ismini keşfetmenin, kendi şeytanını secde ettirmenin, ikiliğe son verip birlenmenin, huzura kavuşmanın, secde kardeşliğinin, nur kardeşliğinin özetle kendi yaptığı ‘bir’ ilahi yolculuğun sırlarını paylaşıyor bizlerle:
Ey ‘insan’! Ey ‘halife’ insan! Ey Allah’a iman etmiş insan! Ey kendi kâinatını ‘bir’lemiş insan! Ey kendi kâinatının tüm mahlûkatını Cenab-ı Hakk’a iman ettirmiş insan! Ey ölmeden önce ölmüş insan! Ey Cenab-ı Allah’ın nurunu kendi ruhunda ‘bir’lemiş, tamamlamış insan! Ey sevdiğim, canımdan çok sevdiğim ‘insan’! Ey sükûna ermiş benlik! Huzura alınacaksın birazdan, hazır mısın?
Hazır mısın Rabbine bu kadar yakın olmaya? Yoksa hâlâ ‘bir’leyemediğin zerreler mi var vücudunda? Seni bu kadar seven Rabbin, bu yüzden mi bekletiyor seni hâlâ bu dünya hayatında?
Ey insan! Fazla zamanın kalmadı artık… Zikri arttır… Aklı, kalbi ve hücrelerini ‘bir’le…’Bir’leyemezsen Cennet uzaklaşacak senden… Cennet’te ‘bir’ vücudun olamayacak o zaman!
Ey Aşk! Ey En Sevdiğim! bir aşk mektubu gibi okunabileceği gibi şeytan ve işbirlikçilerine sert bir ültimatom da aslında:
Ey kendilerine bahşedilen melekelerinin hürriyetini bırakıp, şeytanın ateşine tutsak edilmeyi seçen insanlar! Dünya hayatının arzu silikonları! Bütün ömürlerince hakikatle bir defa bile irtibat kuramamış olan sanal fareler! Şeytanın ağı içinde esir alınmış skarabe böcekleri! Sizce zamanı tersine çevirmek mümkün mü? Şeytanın, o ilk günahın işlendiği ana dönme çabaları sizce gerçek olabilecek mi? Onda bir takıntı haline gelen ölümsüzlük arzusu o anın içinde sizin üzerinizden gerçekleşebilecek mi? Mümkün mü her ‘şey’i tersine çevirmek? Cehennem’i Cennet yapmak!
Şeytan elbette biliyor bu arzusunu hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğini… O zaman sen bu yalana nasıl inanıyorsun da tüm hayatını şeytana bağlıyorsun…
Evet, Hayati Sır, daha önceki 3 kitabında olduğu gibi son kitabında da yeni sırları açıklamaya, sırlı soruları yanıtlamaya devam ediyor. İşte o sorulardan bazıları:
• İnsan kendinde saklı olan en belirgin Esmaül Hüsna’yı (o saklı kelimeyi) nasıl keşfedebilir?
• Şeytan niçin en çok Cennet’in kelimelerinden korkar?
• Hz. Âdem aşk için ölümü göze almış mıdır?
• Şeytan niye yüzsüz? Cehennem’de yanacakların da yüzü olmayacak mı?
• İnsan şeytanı nasıl işsiz bırakabilir? Ateş de insana secde eder mi?
• İnternete bağlı, kamerası açık bir bilgisayar ekranına bakan çocuk aslında şeytana mı bakıyor? Kuran’da geçen Sekar, bilgisayar ekranları mı?
• Tutkulu aşkın içine mutlaka şeytan mı karışmıştır?
• Duasız aşk olmaz mı?
• Kelimeler şeytanın örtüsünü nasıl yırtar? İnsan kendi şeytani yanını nasıl secde ettirebilir?
• İyiliğin kılıcını kuşanan her kalbe ‘Mehdi’ zuhur eder mi?