Kitap Özeti
Bir planın parçasını oluşturan kitaplar vardır, bir de tıpkı trafik ışıklarında aniden fırlayıveren araba misali hayatınıza şiddetle giren kitaplar… İşte Dünya ve Ben, trafik ışıklarında aniden beliren türde bir kitap!
Juan José Millás kendinden yola çıkarak Dünya’yı ve insanın varoluş mitosunu sorguluyor. Yazmak ediminin sınırlarını zorlayarak önce yaralar açıyor ve yine o yaraları yazının gücüyle dağlıyor.
“Bana kendimle bir röportaj yapma işi verilmişti, alışkanlıklarımı gözlemlemek için kendi kendimin izini sürdüm. Günün birinde şöyle dedim kendi kendime: ‘Babamın tıbbi cihazlar üzerine bir atölyesi vardı.’ Ve derken atölye gözümün önünde belirdi, içinde ben ve babamla… Babam bir sığır filetosunda elektrikli neşteri deniyordu. Ansızın, ‘Şuna bak Juanjo, yarayı daha açarken dağlıyor,’ deyiverdi.
Anladım ki, yazmak da tıpkı babamın elektrikli neşteri gibi yaraları açtığı dakika dağlıyordu. O an neden yazar olduğumun sırrına erdim. Röportajı yapmayı beceremedim; sonunda ortaya çıkan bu romanla onu alt ettim.”
Çocukken üşümüşse insan, ömür boyu üşür!
İspanyol yazar Juan José Millás’ın otobiyografik romanı Dünya ve Ben pek çok dile çevrildi. 2007’de Planeta Ödülü’nü, 2008’de Ulusal Öykü Ödülü’nü kazandı.
“Çocukken gelen üşüme asla geçmez. Hatta belki de bedenin gözeneklerine ur gibi sinip, elverişli dış koşulları bulduğunda, oradan tüm organizmaya yayılır.
Soğuğun geldiği belli bir yer olmadığını ve onu durdurmanın bir yolu da olmadığını öğrenmiştim. Soğuk, atmosferin bir parçasını oluşturuyordu ve de hayatın. Nasıl ki gecenin varlık koşulu karanlıksa, hayatın varlık koşulu da soğuktu. Yer soğuktu, tavan soğuktu, merdivenlerin tırabzanı, duvarlar, şilte, yatağın demir başlığı buz gibiydi, lavabo musluğu ve genellikle kucaklaşmalar soğuktu.
O zamanki soğuğun bugünkünden farkı yok; ısıtmaya rağmen kimi kış günlerinde kendini gösterir ve belleğin kayıtlarından gün yüzüne çıkar. Çocukken üşümüşse insan, ömür boyu üşür.”