Kitap Özeti
Çince bilmeyen sevgilinize sevgililer gününde hoşluk olsun diye “我爱你” diyorsanız, bilin ki çok saçma. Çincede de sevgi sözleri mükemmeldir elbet ama siz hiç sevgilinizin, komşunuzun, iş arkadaşınızın ‘evinin dili’ni merak ettiniz mi? Eskimoca seni seviyorum demeyi ezberleyip, ninesi Lazcadan başka dil bilmeyen Ardeşenli sevgilinize “Si maoropen” demek aklınıza bile gelmiyorsa, “ah” demek zamanı. Çünkü bilin ki kalp en çok mahallesinin dilinde söylenen aşk sözlerine ısınıyor.
İçinize bir heves geldiyse, haydi bir araştırın nerede bulabilirsiniz Anadolu dillerinde “seni seviyorum” demeyi… Eğer arşiv taramasına aşina değilseniz işiniz zor, internette tek tıkla 150 dünya dilinde ‘seni seviyorum’u bir arada bulabilirsiniz. Çinceden, Uzay Yolu filmi için yapay olarak tasarlanmış Klingoncaya kadar hem de. Fakat içimizde yaşayan 73 dilden beşine, saatlerce araştırma sonucu ya ulaşır ya ulaşamazsınız. Bulduklarınızı da telaffuz edebilirseniz aşk olsun…
Edebiyata “hayat” taşımaya inat eden tarihçi yazar İsmail Keskin, hep yasaklanan ve susturulan Anadolu dillerini ilk kez bir arada, aşkla ve âşıkça seni seviyorum diye haykırtıyor. Barış ve sevgiyle içlerimizi iyileştirip, şiddeti, kini ve kör nefreti dindirmek için. Bunca zamandır “korkulan” ve “öcü” diye korkutulan, yasaklanan ve dışlanan diller; ölümü, kavgayı ve nefreti değil aşkı, sevgiyi ve barışı çağırıyorlar. Biri diğerini bastırıp susturmadan, tıpkı âşıkların hayatı paylaşmaları gibi… Bu yüzden bu defterkitap nefrete panzehir olmaya aday.
Defterkitap yeni bir tür. Adından anlaşılabileceği gibi, ne tam olarak defter ne de tam olarak kitap. Öte yandan ajanda ya da yayınevlerinin kendi kitaplarından küçük alıntılarla ürettikleri not defterlerinden de farklı. Defterkitap okuyucusunu da yazmaya davet eden bir meydan okuma. Bir söyleyip iki dinlemek için tasarlanmış. Genellikle iki sayfada bir, sadece bir ya da iki cümle söylüyor. Yeri geldiğinde ise sadece tek sayfalık parçalar verip okuyucusunu rahatlatıyor… Ayrıca konu bütünlüklü olduğundan felsefeden politikaya, politikadan romana atlamıyor, kafa bulandırmıyor. Bundan sonraki her defterkitap’ın bir teması olacak ve o temada size konunun özünü hiç yormadan aktarıp, sayfanın kalanını size bırakacak.
İlk defterkitap Aşk Sevda Süveyda’nın sonunda bir dizin var. Böylece hangi dili, hangi kelimeyi isterseniz o sayfayı hemen bulabiliyorsunuz. Bilinçli olarak sert kapaklı, ciltli ve şirazeli olarak üretildi. Hem sevdiğinize, hem de yazdıklarınıza verdiğiniz değer anlaşılsın, kıymeti bilinsin diye.
Seriyi “aşk”la başlatmamız da bu yüzden. Aşk’ın tüm konuların özü olduğuna inanmamız, bize bu seriyi aşk, sevgi ve barışla başlatmaya mecbur kıldı.
O yüzden “Bu topraklarda çatlağını arayan tüm bereketli yağmur tanelerine, güzel insanlara ithaf”la başlayan defterkitap, sevmeyi bilen tüm kalplere şöyle haykırıyor ilk sayfasında:
Yaşasın aşk, yaşasın sevgilime giden bütün sevgi sözleri! Türkçe, Rumca, Lazca, Kürtçe, Ermenice, Arnavutça, Pomakça, Çingenece, Makedonca, Boşnakça, Zazaca, Çerkezce, Tatarca, Lakça, Lezgice, Arapça, Abhazca, Teberce, Tabasaranca, Hemşince, Özbekçe, Farsça, Bulgarca… Anadolu’da konuşanı kalmış ve hatta kalmamış yetmiş üç dil ve lehçenin, elin uzandığı tüm şivelerinde ayrı ayrı… Kuralına, standardına, imla kılavuzuna göre değil, bir tek okunuşuna göre.
Çünkü kalp kural tanımaz. Kalp kendi toprağını bilir, bu toprakların ‘hakiki’ dilini tanır ve ısınır. Bin yol varsa da kalbe giden, en yakını elbet evinin yakınından geçer. O yüzden de kalp en çok ‘mahallesi’nin dilinden duyduğu sevgi sözüne inanır.
Bu defterkitap size, sevgilinizin öz dilince, mahallesinde, evinde konuşulan; kalbinin ısındığı o ilk dilince “Seni seviyorum” demeyi öğretiyor. Anadolu’nun tüm dillerinde “Seni seviyorum”u ve sevgi sözlerini ilk kez bir arada söylüyor.